Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Akciğer kanserinde tarama yöntemleri neden önemli?, Doç. Dr. Özkan Demirhan anlattı

Akciğer kanserinde tarama yöntemleri neden önemli?, Doç. Dr. Özkan Demirhan anlattı
31.01.2021
A+
A-

Akciğer kanserinde tarama yöntemleri neden önemli?

Öksürük, balgam çıkarma, öksürüğün karakter değiştirmesi, balgamın karakter değiştirmesi, balgamda kan görülmesi, kirli-kokulu balgam çıkarması, göğüs ağrısı… Tüm bu şikayetler akciğer kanseri belirtisi olabiliyor. Özellikle tütün ve tütün ürünleri kullanma hikayesi olan ve hala aktif kullanan 40 yaş üstü bireylerin bu şikayetlere karşı çok dikkatli olmasında fayda var. Peki akciğer kanserinde taramalar nasıl yapılmalı? Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan anlattı.

40 yaş üstü akciğer kanseri taramalarının erken tanıda çok büyük role sahip olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Özkan Demirhan,”Aktif sigara kullanıcısı olsun ya da olmasın, 40 yaş üstü kişilerin mutlaka akciğer Checkup’ı yaptırması gerekir. Sigara içenlerin ise her yıl düzenli olarak düşük doz akciğer tomografisi ile akciğer taramalarını yaptırmalarını öneririm. Sigara içmeyenler aile riski, mesleki ve çevresel risk taşıyorsa onlar da sigara içenler gibi yılda bir kez mutlaka düşük doz akciğer tomografisi yaptırmaları gerekir.” dedi.

İşte hayati belirtiler

Öksürük ve balgam çıkarmanın en önemli akciğer kanseri belirtisi olduğunu ifade eden Demirhan, “Öksürük, balgam çıkarma, öksürüğün karakter değiştirmesi, balgamın karakter değiştirmesi, balgamda kan görülmesi, kirli-kokulu balgam çıkarması, göğüs ağrısı gibi şikayetler akciğer kanserini işaret ediyor olabilir ve bu hastaların mutlaka tetkik edilmesi gerekir. Özellikle tütün ve tütün ürünleri kullanma hikayesi olan 40 yaş üstü bireylerin bu şikayetlere karşı çok dikkatli olmasında fayda var.” şeklinde konuştu.

Ailede akciğer kanseri hikayesi olanlar sigara içiyorsa bunlarda akciğer kanseri görülme riski ikiye katlanıyor.

Ailede akciğer kanseri hikayesin olanlarda riskin katlandığının altını çizen Özkan Demirhan sözlerine şöyle devam etti. “Ailede akciğer kanseri hikayesi olanlar sigara içiyorsa bunlarda akciğer kanseri görülme riski ikiye katlanıyor. Onların daha dikkatli olmaları ve mutlaka sigarayı bırakmaları gerekir. En ufak bir şikayette Checkup süresini beklemeden mutlaka hekime görünmesi gerekiyor. Bazı hastaların tomografisi temiz çıkabiliyor ancak şiddetli öksürük ve balgam çıkarma, balgamda kan görülme şikayetleri devam ediyorsa, tarama amaçlı bronkoskopinin de yapılmasını öneriyorum. Akciğer kanseri tarama yöntemi olarak şu anda bu çok sık yapılmıyor ama ilave olarak yapılması gerekebiliyor . Bronkoskopi yöntemleri çok gelişti tomografide göremediğimiz öksürük nedenlerini bronkoskopi ile görme ve buna göre hastayı doğru müdahaleye yönlendirme şansımız oluyor.”

Erken tanı için…

Erken teşhisin diğer kanser türlerinde olduğu gibi akciğer kanserinde de büyük önem taşıdığını belirten Doç. Dr. Özkan Demirhan,” Akciğer kanserini erken evrede yakalamak için bilinçli Checkup sayısını arttırmak, akciğer filmi ve düşük doz akciğer tomografisi önemli rol oynuyor. Özellikle 10-20 yıldır sigara kullanan 40 yaş üstü kişiler, ailesinde akciğer kanseri hikayesi olanlar düzenli olarak hekim kontrolünde olmak zorundalar. Risk altında oldukları için bu kişilere kesinlikle düşük doz akciğer tomografisi öneririm. Eğer lezyon tespit edilirse çok iyi ve dikkatli değerlendirilmeli takip gerektiren lezyon ise 3 , 6-12 aylık takipler yapılmalı. Ama düşük doz tomografi olması büyük önem taşıyor çünkü hastalar daha az radyasyona maruz kalıyor. Erken tanıda bize yol gösteren uluslararası bir formül vardır bu yöntem yüzde 100 olmasa da bizlere bir fikir vermektedir. Filmde patoloji saptandığı zaman sigara içimi ve yaş durumu da göz önünde bulundurulur. Akciğerde kitle tespiti durumumda PET CT de bize yardımcı olur. Lezyon tanısı için biyopsiye kadar giden bir sürece de gidebilir eğer ameliyata uygunsa mutlaka cerrahi tedavi tercih edilmelidir çünkü akciğer kanserinde ameliyat oranı hala düşüktür .” dedi.

Tedavi yöntemleri neler?
Akciğer kanserinde tedavi seçenekleri cerrahi ve cerrahi dışı ( medikal Onkoloji ve radyasyon Onlolojisi )tedavilerin hangisi uygun ise iyi değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Demirhan,” Akciğer kanserinde tedavi yöntemlerinde ameliyat oranları yüzde 15-20 gibi. Akciğer kanseri tanısı konmuş hastaların çoğu yaygın metastaz olunca göğüs cerrahisine başvuramıyor. Bu yüzden hızlıca vakit kaybetmeden bu hastalığın vücuda yayılıp yayılmadığına bakmak lazım. Onun tarama yöntemleri var. Tümörün hücre tipi tayininden sonra PET CT, beyin MR, gerekirse kemik, batın MR’ları ya da vücudun başka bir yerlerinin MR’ larını çekmek gerekir. Bu taramaları yapıp hastanın vakit kaybetmeden eğer ameliyata uygunsa ameliyat seçeneği değerlendirilmeli eğer ameliyata uygun değilse diğer tedavi seçeneklerine bir an önce başlanmalı. Kişinin bu süreçte vakit kaybetmemesi çok önemli. En geç 15-20 gün içinde tedavilerin başlanması hastanın yaşam kalitesi ve tedavi başarısı açısından önem taşıyor. Erken tanı için ise özellikle ailede hikayesi olanlar sigara içen ya da içmeyen mutlaka rutin taramalarını yaptırmayı atlamamalılar. Akciğer kanserinin tedavi planı multidisipliner plan içinde yapılmalıdır cerrahi tedavi her zaman uygun hastalarda ilk seçenek olmalı, özellikle erken evre akciğer kanserinde cerrahiye uygun olmayanlarda ise kemoterapi ve radyoterapi yapılmakta .”dedi.

ABDULLAH YİĞİT-DİNÇER KARACALAR -İSTANBUL

Profesyonel Emlak